Değer vermek.
- ByKorel
- 18 Tem 2019
- 2 dakikada okunur
Merhaba ben Korel. Çevremdekilerden hisler ve duygular açısından farklı olduğumu düşünüyorum. Bir süre önce değer vermenin ne olduğuyla ilgili arkadaşlarımın yaptığı sohbete katıldım. Söyledikleri şeyler bana hitap etmiyordu. Onlara o an benim açımdan değer vermenin ne olduğunu açıklayamadım çünkü daha önce bu konuda kafa yormamıştım. Burada benim için değer vermenin nasıl bir şey olduğunu anlatmaya çalışacağım ama önce kendimi size biraz açıklarsam anlaşılmam daha kolay olur.
Hayatta bana iki tane şey zevk verir. İlki, koyduğum hedefi başarıyla tamamlamaktır. Bu sebeple diğer insanlara göre daha çok çalışırım, izin zamanlarımı feda edip hedefim için çalışmaya adarım. Bu beni yormaz çünkü başarı hissinin verdiği zevk ve takdir edilmenin sağladığı gurur beni yeterince mutlu eder. Aynı durum görevlerde olmaz. Bana verilen iş yada görev benim için bir hedef değilse çabucak sıkılırım. İkincisi, insanların bana hayranlık duymasıdır. Bu duygunun hepinizde olduğunu ama kötü bir şey olarak kabul edildiği için sakladığınızı düşünüyorum. Görünüşüme ve davranışlarıma dikkat ederim, ses tonumu ayarlarım, bakışlarımı ve gülüşümü özenle seçerim. İnsanlar beni karizmatik bulur ve benimle zaman geçirmek isterler. Şüphesiz bu etkiyi yaratmamı kolaylaştıran en büyük etkenler özgüvenimin yüksek olması, çekinme duygumun olmaması ve rol yapma yeteneğimin mükemmelliğidir.
İnsanları incelemeyi ve analiz etmeyi severim. Bu davranışım birkaç kez hırpalanmama sebep olduysa da bana çok şey kattı. Toplumu anlama konusundaki sıkıntımı bu şekilde yendim. Eskiden çok dikkat çekerdim ve bu benim için sıkıntılar yaratırdı. Şimdi kamufle olabiliyorum. Kişilikle ilgili karşılaştırma yaparsam, diğer insanlar farklı tarzda dopdolu resimlerken benim kişiliğim üstünde çıkmaz birkaç çizgi olan boş bir kağıttır. O kağıdı istediğim gibi doldurabilir, istediğim tarzda resim çizebilirim.
Kimseye karşı herhangi bir his hissetmiyorum. Benim kalbimi içi boş ama kırılmaz bir taş gibi düşünebilirsiniz. Diğer insanlarla uyum içinde olmamın önemini biliyorum. Bu yüzden sıkça insanlara duygu taklitleri yapıyorum.
Boş zamanlarımı çalışacak bir şeyim yoksa bilgisayar oyunları oynayarak, sakin ama tempolu şarkılar dinleyerek, kitap okuyarak geçiriyorum. Modaya, psikolojiye ve sosyolojiye ilgim var. Etli yemeklerdense sebzeleri tercih ediyorum. Ağır ve yağlı yemekler beni rahatsız ediyor. Alkol kullanmıyorum, az sigara içiyorum. Tatlı kahvelerden ve çaydan hoşlanıyorum. Bol bol su ve süt içiyorum. Yani ben de insanım.
Etik ve ahlaki kaygılarım yok. Yasalara göre suç olarak kabul edilen davranışları mantıklı bulmuyorum. Zaten zekam sayesinde böyle davranışlar sergilemeye ihtiyaç duymuyorum. Çevrem etik kurallarına farklı düzeylerde ilgi gösterdiği için ben de etik kurallarına aykırı davranmıyorum. Bu özelliklerim biri çevreme yada bana zarar vermeye kalktığında çok yararlı hale geliyor. Taşın altına elimi rahatlıkla sokuyorum. Bunu yapmaktan zevk almıyorum ama kötü de hissetmiyorum. Sadece görevimi tamamladığım için zevk alıyorum.
Benim değer olarak adlandırdığım şeye gelirsek; ailemin bazı üyelerine, yakın arkadaşlarıma ve bana faydası olan insanlara kendi açımdan değer sayılabilecek bir önem veriyorum. Bunun sebebi saf bir çıkar ilişkisi ve yerleşmiş karşılıklı güvendir. Yakın çevreme beni bunlar bağlar.
Sonuç olarak değer veriş tarzım duygu temelli değildir. Daha ziyade stratejik saf çıkarlara, mantığa, güvene ve kendi iyiliğime dayanır.
Vakit ayırdığınız için teşekkür ederim.
Comments